Yunan Mitolojisinde Doğa tanrısı olan PAN görünümü ve mizacı ile diğer tanrılardan biraz farklıymış...Yarı insan ve yarı keçi şeklinde olan Pan ıssız yerlerde insanların ve perilerin karşısına birdenbire çıkarak ve çığlık atarak onları korkutmaktan büyük keyif alırmış..İşte bu yüzden insanların, perilerin ve hatta hayvanların büyük bir korku hissederek sağa sola kaçışması psikoloji de Panik Atak kavramına isim vermiştir.
PANİK ATAK NASIL BAŞLAR?
Panik Bozukluklukta ilk atağın;
1/3'i Kalabalık bir ortamda
1/3'i Evde
1/4'i araba kullanırken ya da araba içinde gerçekleşir.
Genellikle ana bir stres faktörü zemin hazırlar. Atak sırasında kişi eşlik eden beden semptomlarına bağlı olarak yorum yapar (örn: kalp krizi geçiriyorum.)
Genellikle ilk atak sonrasında kişi acile gider ancak fiziksel bir sebep bulunamaz ve tatmin edici bir açıklama yapılamaz.
İkinci atakta da yine fiziksel bir etken bulunamaz ve kişi "Fiziksel bir sorunum yok, ben bunları hayal etmiyorum, yaşıyorum o halde çıldırıyor muyum?" şeklinde düşünür. Kendisine ani gelişebilecek bir fiziksel sorunu olmadığı söylense dahi tekrar panik atak geçirmekten korkar ve bedensel belirtilerinde de yoğunluk olur.
Panik atak geçirebileceği yerlere utanabileceği endişesinin de eşlik etmesiyle kalabalık ortamlara girmemeye başlar ki bu agorafobiye dönüşür.(Agorafobi Alan Korkusu demektir. Kişi evinin dışında olmaktan,alışveriş merkezi ya da mağazalara gitmekten, kalabalık içerisinde,dar ve kapalı yerlerde bulunmaktan,otobüs,tren ya da uçakla seyahat etmekten korkar)
PANİK ATAKLAR HANGİ ŞEKİLLERDE ORTAYA ÇIKABİLİR?
Panik Ataklar 3 şekilde ortaya çıkabilir.
1) BEKLENMEDİK ATAKLAR
Nedensiz ve birden bire ortaya çıkan ataklardır. Oluşturduğu ruhsal sorunlar daha ciddidir. Panik bozukluğa özgüdür.
2) NOKTURNAL PANİK ATAKLAR
Panik atak geçirenlerin 1/4'ünde bu ataklar olur. Birkaç dakika ile 25 dakika arasında sürer. Bilinci etkilemez, kişi atağı hatırlar. Kabuslarla veya uyku sorunları ile ilgisi yoktur. Uykunun erken evrelerinde görülür. Belirtileri panik belirtileri gibidir. Kişi gece aniden uykudan uyanabilir, uyanmayla birlikte birçok belirti yaşayabilir. Kalp atış hızının yükselmesi, ölüm korkusu, sersemlik, zaman karmaşası hissetme,kontrolü kaybediyormuş çıldıracakmış gibi olma gibi belirtiler görülür.
3) Üçüncü tür olan kişinin kendini çok rahat hissettiği zaman ortaya çıkan panik atakta ise bedenini dinleyerek ve beden duyumlarına odaklanarak bir panik başlatması söz konusudur.
Panik Atak sırasındaki beden duyumları;
Kalp hızında artma ve çarpıntı hissi
Nefes darlığı
Baş dönmesi,titreme ve sarsılma
Bulantı ya da karın ağrısı,
Sıcak ve soğuk basması,
Göğüs ağrısı,
Boğulma duygusu ,
Bayılma duygusu,
Uyuşmalardır
Panik Atak Sırasındaki Düşünceler;
Kendimi kontrol edemeyeceğim
Aptalca davranacağım
Komik duruma düşeceğim
Bayılacağım, Delireceğim, Öleceğim, Felç olacağım
Kalp krizi geçireceğim
Çığlık atacağım
Anlamsız konuşacağım
Kusacağım gibidir...
Panik ataklarda bilinç kaybı söz konusu değildir. Eğer kişi bayılıyor ve içinde bulunduğu durumu "Duydum ancak cevap veremedim" şeklinde ifade ediyorsa Konversiyon Bozukluğu düşünülmelidir (Konversiyon Bozukluğu; Üzüntü, utanç, korku, öfke gibi çeşitli ruhsal sorunların bayılma, konuşamama, güçsüzlük, duyu kaybı gibi bedensel sorunlara dönüşmesi anlamına gelir)
Bilişsel Açıdan Bakıldığında Anksiyete Bozukluklarının tümünün kökeninde "TEHDİT" ve "TEHLİKE" teması vardır.
Tehdit ve tehlikeden korunmak içinse devreye giren "KAÇMA" ve "KAÇINMA" davranışlarıdır. Bu davranışlar korku ve anksiyetenin devamına hatta YAYGINLAŞMASINA neden olurlar.
Bazı beden duyumları da kişi tarafından bilişsel olarak ani gelişen bir felaket durumunun habercisi olarak yorumlanır.
Panik Bozukluğu olan kişiler "YALNIZCA YANLIŞ BİR YORUM YAPMAKLA KALMAZ AYNI ZAMANDA YAPTIKLARI BU YORUMUN DOĞRULUĞUNA DA İNANIRLAR"
Anksiyete duyarlılığı oldukça fazla olan bu kişilerin zaman içerisinde anksiyeteyi algılama eşikleri daha da düşer ve en ufak bir uyarandan panik atak geçirip ölecekleri korkusuna kapılırlar...
Anksiyete duyarlılığı yani anksiyete duygusunun bir felaketle sonuçlanacağı ve anksiyetenin kendisinin tehlikeli olduğu kavramı sonucunda kişi, anksiyetesinin onu öldürebileceğine inandığı için anksiyete oluşturabilecek ortamlardan uzak durmaya, kaçınmaya başlar. İşte bu Agorafobi'ye zemin hazırlar.