Bir kadının yaşamında gebelik süreci ve doğum bedensel zorlukların yanısıra ruhsal anlamda da kişiyi derinden etkileyen ve kimi zaman zorlu olabilen bir süreçtir. Kadının yaşamında fiziksel ve hormonal değişimler gerçekleşir, aynı zamanda sosyal hayatı, iş yaşamı ve bireysel ilişkileri de eskiye göre çok farklılaşır. Ayrıca kadının hayatında doğum sonrasındaki süreçte aldığı destek ve ilgi eğer yeterli değil ise doğumdan sonraki ilk yıl annelerin anksiyete hissetmeleri, obsesyonlar geliştirmeleri ve depresif duygu durumu yaşamaları beklenen ruhsal süreçler haline gelir.Bu ruhsal süreçlerden depresyon en sık rastlanan tablodur.
Doğum sonrası depresyon belirtileri ; bebeğe karşı zıt duygular hissetmek, kendine güvende azalma, kendini suçlama ve eleştirme, konsantre olmada güçlük,bebeğe yeterli ilgi ve alaka gösterememek, depresif duyguların ağırlıklı olması, sevilen daha önce yapılan aktivitelere karşı ilgi azlığı, iştah artması ya da azalması, yorgunluk, uyku sorunları, beden hareketlerinde ya da bilişsel işlevlerde yavaşlama (psikomotor retardasyon) ya da ajitasyon (çevrenin tutum ve davranışlarına bağlı olarak davranışsal ve ruhsal tutarsızlıklar sergileme), kendine zarar verme ve intihar düşünceleri gibidir...
Semptomlar doğumdan sonraki 2 ile 8 hafta içinde başlar,1 yıla kadar sürebilir. Hızlı fizyolojik değişikliklerin etken olduğu düşünülse de yeterli kanıt yoktur. Bazı risk etkenleri doğum sonrası depresyonu tetikleyicidir. Bunlar ; Evlilik sorunları, maddi sorunlar, zorlu yaşam olayları (ölüm, hastalık, kayıp, yas gibi) planlanmadan çocuk sahibi olma, birden çok çocuk sahibi olma, kayıpla sonlanan gebelik, anne sütü vermede sorun yaşama, bebeğe nasıl bakım vereceğine dair endişe, gebelik öncesinde ve sonrasında yaşanan önemli durum ve olaylar, daha öncesinde de depresyon geçirmiş olmak v.b.'dir.
Anne genellikle kendini yalnız hisseder ve negatif duyguları nedeniyle durumunu belli etmekten çekinir. Bu dönem anneler için dikkatli olunması gereken bir dönemdir. Kendilerine ayıracak zamanları olmayan, bebeklerini emziren anneler uykusuz ve yorgun bir tempoda olduklarından negatif duygu durumuna farketmeden girebilirler. Aynı zamanda anne sütünün birden kesildiği durumlarda yaşanılan hormonal değişim de depresif belirtilere neden olabilir. İşte bu gibi nedenlerden dolayı annenin çevresinde olan kişiler (eş, yakın aile bireyleri, arkadaşlar...) annenin ruhsal durumu içindeki dalgalanmaları fark ettiklerinde yardım almalıdırlar.
RUH HALİNDEKİ OLUMSUZ DEĞİŞİKLİKLERİ NASIL ANLARIZ?
Annenin içinde bulunduğu ruhsal durum depresyonun bilinen ve gözlemlenen belirtilerinin dışında(keyifsiz olma hali isteksizlik, hayattan keyif alamama, enerji kaybı,yeme ve uyku düzeninin değişmesinin) başka belirtilerle de kendini gösterir..
Ters giden herhangi bir konuda kendini suçlama eğilimde olma
Ortada hiçbir sebep yokken dahi endişeli olma
Ortada hiçbir sebep yokken dahi korkma ve paniğe kapılma
Kendini üzgün, perişan ve çaresiz hissetme
Şaşkın olma ya da taşkınlık içerisinde olma hali
Yoğun ağlama nöbetleri
Bebeğine birisinin zarar vereceği yönündeki takıntılı düşünceler
Kendine veya bebeğine zarar verme düşünceleri
Acilen annenin uzman desteği almasını gerektiren durumlardır.