BOŞANMA SÜRECINDE ÇOCUKLARINIZA NASIL DESTEK OLABILIRSINIZ?

 

BOŞANMA SÜRECİNDE ÇOCUKLARINIZA NASIL DESTEK OLABİLİRSİNİZ?

En sessiz sakin şekilde de atlatılsa boşanma kolay bir süreç değildir. Kadın ve erkek bir yandan kendi acı, öfke ve kırgınlıklarının üstesinden gelmeye çalışırken bir yandan da çocuklarının ne hissettikleri, düşündükleri, travmatik olarak etkilenip etkilenmedikleri ve onlara başa çıkmalarında nasıl yardımcı olabilecekleri ile ilgili bir mücadele verirler. Bu bahsettigim örnekteki anne babalar çocuklarına en büyük armağanı veren anne babalardır. Bir de boşanma sürecini doğru yönetemeyen, acı verici duygularda boğulan, birbirlerine duydukları öfke, kırgınlık ve hırs ile farkında olmaksızın çocuklarında büyük yaralar açan anne ve babalar... Anne ve baba olmak ister boşanmış olunsun, ister olunmasın ömür boyu süren bir iştir. Boşanıldığı zaman eşten ayrılmış olunur evet ama çocuklardan değil...Evet sadece eşler ayrılsa da bu durum sadece kendilerini değil çocuklarını da etkiler. Çünkü çocukların en sevdikleri ve güvendikleri iki kişi yollarını ayırır ve hayat onlar için hızla değişir. Çocuklar için boşanma süreci kayıp duygusunu tetikleyen, kendilerini stresli hissettikleri ve bu yüzden de uyum sorunlarının arttığı bir dönemdir. Ailelerini bir arada tutma istekleri  farkında olmaksızın arka planda var olur ve bunun için bilinçli ya da bilinçsiz şekilde çaba sarf ederler. Bunun yanı sıra mevcut durumla ilgili kendilerine yönelik olumsuz düşünce şemaları (Örn: Ben iyi bir çocuk olsaydım, annemi babamı kızdırmasaydım boşanmazlardı v.b.) olabilir. Kendilerini suçlu ve çaresiz hissedebilir öfke,korku,üzüntü duyabilirler. Sosyal çevreden çekilme, içe kapanık olma, ders başarısında düşüş ve arkadaş ilişkilerinde bozulma görülebilir. Bazı boşanma öykülerinde eşler arasında ciddi anlaşmazlıklar var olmadığı gibi gözle görülür  tartışmalarda yaşanmaz. Özellikle bu gibi süreçler daha masum gözükse de  çocuklar için daha akıl almaz ve belirsizdir. Bu durum uyum sorunlarını tetikleyebilir. Boşanma sürecinde yalnız olmadıklarını hissetmeleri önemlidir. Bu döneme özgü zorluklarla baş etmek için destek almakta fayda vardır.

Ebeveynleri boşanmakta olan çocukların sözlerinin, tepkilerinin ve davranışlarının dikkatli gözlemlenmesi gerekir. Tüm bunların altında gizil anlamlar yatar. Odaklanılması gereken çocukların ne anlatmak istedikleri ve onlara nasıl destek verilmesi gerektiğidir. Çocukların birçoğu anne ve babasının boşanması ile ilgili duygu ve düşüncelerinden bahsetmek istemez. Bu şu sebeplerden kaynaklanır. Kendi duygularını henüz anlamlandıramadıkları için ifade edemezler. Tanımlayamadıkları bu duygular onlara çok karmaşık ve korkutucu gelebilir. Ayrılma sürecindeki ya da ayrılan danışanlarım bana en çok şu cümleleri söyler. " Ayrılığımız ile ilgili asla bir şey  konuşmuyor ya da soru sormuyor. Sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyor. Konuyu açmaya çok çekiniyorum, ne yapacağımı bilemiyorum..." Sessiz kalmalarının nedenleri de çok anlamlıdır. Bu her şeyi yolundaymış gibi gösteren bir maskedir ki dikkatli ebeveynleri en çok bu durum endişelendirir. Çok fazla kaygılandıkları durumlarda çocuklar sessizliğe bürünebilirler. Bu acıdan korunmak için kontağı kapatmaya benzer. Benzer durumları sevdiklerini kaybeden çocuklarda da gözlemlerim. Bazı çocukların kayıp ile başa çıkma mekanizmaları budur. Diğer taraftan anne ya da baba, ya da her ikisi öfke ve mutsuzluk hislerini yoğun yaşıyor ya da birbirleri ile çekişmeli mücadeleler içinde boğulmuş oluyorlarsa genellikle bu çocuklarda kendilerini bilinçsiz şekilde bu durumdan sıyırmak için sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Sessizlik onlar için dalgalı denizdeki bir liman gibi işlev görüyor. Eğer anne ya da baba ruhen ve bedenen çok dağılmış durumda ise dramatik gördükleri bu tabloda minumum da kendilerini belli etmek için sessizliğe gömülüyorlar. Çünkü roller değişerek korunması kollanması gereken çocuk değil anne ve baba oluyor ki bu çocukların omzuna yüklenen devasa bir ağırlık ile eşdeğer oluyor. Hele ki kavgalarda sıklıkla anne ve baba, çocuklarının ismini sarf etmişse bu çocukların "tüm sorunların kaynağı benim" algısını tetikliyor.

Her çocuğun kendine özgü bir dili vardır. Söylenen ya da söylenmeyenler, sorular ya da sözel ifadeler ya da belirli davranışsal tepkiler buzdağının görünmeyen kısmına odaklanıldığında anne ve babalar için daha anlaşılır olur. Boşanma konusunda ne hissettiği sorulduğunda bilmiyorum demek, omuz silkmek, uzaklaşmak, oyuncaklarıyla ya da başka bir şey ile ilgilenmek ya da ilgisiz kalmak gibi davranışsal olarak gösterilen tepkiler koruyucu bir tepkidir yani kontağı kapatma zamanıdır. Bu tepkileri gösterdiğinde öncelikle kabul edici ve anlayışlı davranmak, kontağı açması için zorlamamak gerekir. Bu gibi durumlarda en faydalı yaklaşım şudur. Öncelikle tepkisini kabullendiğinizi anlaması sağlanmalı ve empati kurulmalıdır. Çünkü ancak ve ancak anlaşıldığını ve yargılanmadığını hissettiklerinde kendileri gibi olabilirler. Üzücü ve zor konulardan bahsetmek hepimiz için bazen zordur, ben de bazen senin gibi zorlanıyorum. Bu hissettiklerini başkalarının da hissettiğini bilmesini sağlar, kabul edilebilir ve normal bir durumdur. Ailemizde pek çok şey değişti, annen( ve baban) olarak biz de senin gibi etkilendik ve alışmaya çalışıyoruz. Bu anne ve babasının onunla aynı şeyleri deneyimlediğini ve yalnız olmadığını yükünü paylaşmış olduğunuzu hissettirir. Kendini üzgün, korkmuş, kızgın, özlem dolu ya da rahatlamış ve huzurlu hissedebilirsin.  (bazen boşanmalar var olan huzursuzluğa karşı çocuklara iyi de gelebilir,  itiraf etmekten sakınabilirler). Ama şunu bil ki sen ne hakkında konuşmak ve ne anlatmak ve bana ne sormak istersen ben seni dinlemek,  sorularını yanıtlamak için burada, yanında olacağım... Bu iletişim için çocuğunuza kapı aralar, aranızdaki güven dolu bağı sağlamlaştırır.  

YAŞ DÖNEMLERİNE GÖRE BOŞANMA  SÜRECİNDE NELER  YAPILABİLİR?

0-3 YAŞ DÖNEMİ

Çocuklar 2 Yaş öncesinde boşanma kavramını algılayamazlar. Hissettikleri tek şey ebeveynlerinin ve yakın çevrelerindeki insanların duygularıdır. Küçük bebekler bile anne ve babalarının duyguları adeta bir sünger gibi emerler. Çatışmalı olan evlilikler ve boşanma süreçlerinde; Çocuklarda gelişimsel gerilik, yeme problemleri, daha fazla bedensel temas isteği, uyku bozuklukları, sık ağlama ve hastalanma stres yaşadıklarına dair en önemli belirtiler olarak ortaya çıkabilir. Bu belirtilere dikkat edilmelidir. Bu dönemde ebeveynleri ile güvenli bir bağ kurmaya ihtiyaç duyarlar.  Çocukların yanında kesinlikle çatışılmamalı, fiziksel ve duygusal ihtiyaçları giderilmeli, ebeveynleri sürekli ve tutarlı bir şekilde ilgi ve alaka göstermelidir. 3 yaşına doğru ailede gerçekleşecek  değişiklikler hakkında basit ve anlaşılır şekilde bilgi verilmelidir.

OKUL ÖNCESİ DÖNEM

Okul öncesi dönemdeki çocuklarda büyüsel düşünce hakimdir. Bu dönemde yanlış fikirlere kapılabilir, kendilerini suçlayabilir ve mantık dışı çıkarımlar yapabilirler.(Örn: Kardeşimle kavga ettiğim için babam bana kızıp evden gitti gibi...) Diğer taraftan anne ve babalarının kendilerini terk edeceklerine ve onlara kimin bakacağına dair de endişe yaşarlar. Çünkü anne ve babaları artık birbirini sevmemektir ve ebeveynlerinden biri evden ayrılır.
Çocuklar bu dönemde sıklıkla gerileme davranışları sergilerler (ebeveynlerden bakım isteme örneğin; yedirmesi, kucağına alması, uyutması gibi) yatak ıslatma, parmak emme, sıklıkla ağlama ,bebek gibi konuşma,anne ve babaya yapışma gibi belirtiler gösterebilirler. Daha talepkar ve daha dirençli olabilirler. Ailedeki değişiklikler konusunda basit açıklamalar yapılmalı ve tekrarlamaktan kaçınılmamalıdır. Bu açıklamalarda nelerin değişeceği nelerin aynı kalacağı vurgulanmalıdır.
Mümkünse evden ayrılmadan bir hafta kadar önce çocuğa bilgi verilmelidir.
Anne ve babaları olarak daima onlarla olacağınız ve yanlarında olacağınıza dair güvence verin. Ayrılsanız dahi anne ve babaları olduğunuzu ve hiçbir şeyin değişmeyeceğini, onları çok sevdiğinizi belirtin. Bu ayrılığın sebebinin sizin anlaşamadığımız konular olduğunu, bu sebeplerin kendi ile bir alakası olmadığını ve yetişkinlerin halledebileceği sorunlar olduğunu mutlaka vurgulayın. Daima anne ve babaları olarak kalacağınıza dair güvence verin. Sıklıkla bedensel temas kurun ve onları sevdiğinizi belirtin.

OKUL ÇAĞI

Okul çağındaki çocukların anne ve babalarını birleştirme fantezilerini sıklıkla görürüm.Yani onları tekrar bir eş olarak görmeyi hayal ederler. Bu yaş grubundaki çocuklar hem anne babalarının ayrılıkları ile baş etmeye çalışırlar hem de kendi korkuları, soruları ve anlam verme çabası içinde olduklarıyla... Her iki cinsiyetteki çocuklar bu dönemde yaşlarından beklenmeyecek olgunlukta davranışlar sergileyebilirler. (Öfke nöbetleri, ağlayarak kendini ifade etme, anne ve baba ile uyumak isteği gibi...) Ayrıca somatik belirtiler gözlenebilir.(karın ağrısı, mide bulantısı, deride döküntüler gibi... )
Özellikle 6-9 yaş arasında mantık yürütme becerileri halen gelişmekte olduğu için neden sonuç ilişkisi kurduklarında yanlış yorumlayabilirler. Yorumları da genellikle çevredeki kişilerin ve hatta ebeveynlerinin yaptığı yorumların etkisiyle biçimlenebilir. (Boşanmanın yanlış olduğu, anne ve/veya babasının hatalı olduğu, birbirlerine yanlışlıklar ve kötülükler yaptıkları gibi) Kendi hayatlarını kontrol edemeyecekleri yaş grubunda olan çocuklar için bu oldukça korkutucu ve baş edilmesi zordur.
Ailedeki değişiklikler konusunda net açıklamalar yapılmalıdır. Sorunların anne ve babanın sorunları olduğu, sorumlunun anne ve baba olduğu ve çözecek kişilerin yine anne ve baba olduğu kesin bir dille açıklanmalıdır. Anne ve baba arasında bir seçim yapmak zorunda olmadıkları, evliliğin en güzel kısmının sadece onlar olduğu belirtilmelidir. Karı koca olmasanız da anne ve baba olmaya devam edildiği belirtilmeli ve karşılıklı suçlamalar yapılmamalıdır. 12 yaşa doğru gelindiğinde yapılan plan, değişiklikler ve programlar doğrultusunda çocuklar bilgilendirilmeli ve mutlaka fikirleri alınarak planlama yapılmalıdır. Konuşmak istemedikleri durumlarda zorlamamalı ancak istedikleri zaman konuşmaya hazır olunduğu belirtilmelidir.

ERGENLİK DÖNEMİ

Ergenlik dönemindeki çocukların boşanmanın etkileriyle baş etmeleri zordur. Ne kadar akılcı ve kapsamlı düşünseler de biyolojik ve ruhsal olarak tam olgunluğa sahip değildirler. Beyin yapıları hala yetişkinlerden farklıdır.Rasyonel düşünmeyi, duyguları işlemlemeyi, karar vermeyi ve algılamayı yürüten frontal lob(beynimizin ön kısmı) halen gelişmektedir ve duygusal durumlarla (kaygı, korku, panik, üzüntü v.b.) başa çıkabilmeleri için henüz erkendir. Nörolojik gelişimleri sürerken bir yandan hormonlarının inişli çıkışlı dengesiyle uğraşırlar. Zıt kutuplu ruh halleri, esnek olmayan düşünce biçimi, yetişkinleri suçlama ve eleştirme, öfkeli tepkiler, bencil, düşüncesiz ve tehlikeli davranışlarda bulunma görülebilir. Bu dönemde kendi kimliklerini var etme çabasındayken aile desteğine ve varlığına ihtiyaç duyarlar.
Ergenlerin birçoğu için boşanma kötü bir olgudur. Bu yüzden bu durum ile ilgili anne ve babanın hazırlıklı olması gerekir. Gelişimlerinin parçası gereği bu hazırlık ve kabulleniş süreci çalkantılı olabilir. Size soracakları pek çok soru olacaktır. Gelecekte onları nelerin beklediğine dair konuşulmasında büyük fayda vardır. Anne ve babaların konuları ele alış tarzları onlar içinde rol model olacaktır. Bu dönemde anne ve baba ne sebeple ayrılırsa ayrılsın çocuklarını taraf olacak şekilde etkilememelidirler. Sağlıklı bir birey olma yolunda ergenin hem anneye hem de babaya ihtiyacı vardır.Eğer bu dönemi her iki ebeveyninden destek alacak şekilde geçirirlerse daha güvende ve dayanıklı hissedecekledir. Ayrılma nedenleri kısa ve öz biçimde açıklanabilir. Bu sorunun sadece ebeveynlerle ilgili olduğu ve yeni bir düzeni kuracak kişilerin anne baba olduğu vurgulanmalıdır. Yeni hayatın getirdiği değişikliklerle ilgili planlamalar birlikte yapılmalı ancak son kararı yine de anne baba vermelidir. Anne ve baba birbirlerini çocuklarının yanında eleştirmemeli ve suçlamamalıdır. Çocukların da eski eşlerini suçlamasına zemin hazırlamamalıdır.

 

Hemen Ulaşın!
Hemen Ulaşın!